in

Soru/Cevap Bölüm: 2 – KoronaVirüs Psikolojisi! Konuk: Klinik Psikolog Semih Şahinoğlu

koronavirüs - covid19 - koronavirüs sohbetleri - söyleşi - lorentlabs röportajlar
koronavirüs - covid19 - koronavirüs sohbetleri - söyleşi - lorentlabs röportajlar

KoronaVirüs pandemisinin ortaya çıkarttığı psikolojik sorunları Klinik Psikolog Semih Şahinoğlu ile konuştuk.

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını hakkındaki haberleri takip etmek herkes için anlaşılır bir durumdur. Bu durumun yarattığı kaygı, korku ve panik hali her duygu gibi olağan bir duygudur. Tamamen görmezden gelmek ile tamamen panik, korku ve kaygı halinde olmak sağlıksız bir tutumdur. Bu sebeple orta düzeyde bir kaygı hali ve duyguların sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi toplum için daha yararlı olacaktır.

Soru 1) Panik, korku, endişe ve gerginlik gibi durumları yaşayan insanlar nasıl sakinleşebilir? Bireysel olarak insanlar kendilerine nasıl yardımcı olabilir? İnsanlar bu duruma nasıl tepki vermektedir?

Bazı çocuklar salgından etkilenmeyen ülkenin neredeyse olmadığını düşünerek suçlu ve çaresiz hissedebilir.

Cevap: Bu durumu yetişkinler ve çocuklar için olmak üzere iki alt boyutta incelemek daha yararlı olacaktır. Çocukları ise okul öncesi dönem ve okul dönemi olarak iki alt boyutta incelemek mümkündür. Özellikle okul öncesi dönemdeki bireylerin ebeveyninin ya da bakım veren kişinin duygularını (olumlu ya da olumsuz) göstermeye başladığını görebiliriz. Eğer olumsuz ise buna sebepsiz ağlamalar, insanlardan uzaklaşma veya oyuncaklarıyla oynamama davranışı da eşlik edebilir.

Okul öncesi dönemin sonlarına yaklaşan çocuklar ise salgının etkilerini anlayabilmek ile birlikte bu bireylerde kendilerini daha iyi hissetmek için çevrelerindeki yetişkinlere daha bağlı olma davranışı gözlemlenebilir. Okul dönemine baktığımızda, bu yaş grubundaki bireylerin okul öncesi dönem çocuklarına göre davranışsal olarak ebeveynlerinden daha fazla ilgi istediğini gözlemleyebiliriz. Bazı çocuklar salgından etkilenmeyen ülkenin neredeyse olmadığını düşünerek suçlu ve çaresiz hissedebilir.

Aynı şekilde dikkat problemleri ve sebebe bağlı olmayan bir agresif davranışlar gözlemlenebilir. Gençlere baktığımız zamanda ise salgın haberlerine maruz kalması bireyi kaygılandırabilir ve bu durumla başa çıkmakta zorluklar yaşayabilir. Yetişkin bireylerde ise aynı şekilde korku, endişe, panik gibi tepkiler görebiliriz.

Soru 2) Peki insanlar koronavirüs sürecinde bu durumun üstesinden nasıl gelebilir?

Yetişkin bireylerin atması gereken ilk adım WHO (Dünya Sağlık Örgütü), (T.C. Sağlık Bakanlığı) ve bu hesaplarla ile birlikte “güvendiğiniz” birkaç hekimi takip etmelisiniz.

Cevap: Yetişkin bireylerin atması gereken ilk adım WHO (Dünya Sağlık Örgütü), (T.C. Sağlık Bakanlığı) ve bu hesaplarla ile birlikte “güvendiğiniz” birkaç hekimi takip etmelisiniz. Bilgi kirliliğinin bir hayli fazla olduğu sosyal medyada paylaşılan her bir gönderi sizin korkunuzu ve kaygınızı tetikleyecektir. Aynı zamanda sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi sınırlandırmanız sizi çeşitli söylentilerden veya bu durumu kaotik bir hale getirmeye çalışan kötü niyetli kişilerden koruyacaktır.

Bu noktada size ne yapmanız gerektiğini söylemek yerine sizin kendinize “Ben ne yaparsam daha iyi hissederim ?” sorusunu yanıtlayıp ona göre bir gün planlaması yapmanız daha sağlıklı olacaktır. Bizler sosyal bir varlık olduğumuz için bu süre içinde arkadaşlarımızla, ailemizle veya akrabalarımızla “çevrimiçi yollarla” görüşerek duygularımızı paylaşmak kaygıyı, paniği ve diğer olumsuz tepkileri azaltacaktır. Çocuklarda ise bu süreci yönetmek tabii ki yetişkinlere düşmektedir. Ebeveynlerin aşırı endişeli, panik veya kaygılı görünmesi çocukların da kaygısını artırabilir. Bu sebeple ebeveynler öncelikle kendi kaygılarını azaltma yoluna gitmelidir.

AS 4
Görsel Kaynak: VivoGubbio

”Ebeveynler iyi bir dinleyici olmalı”

Ebeveynler iyi bir dinleyici olmalı ve çocukların korkularını ifade etmesine yardımcı olmalıdır. Çünkü çocuklar kendilerini endişelendiren durumlar hakkında konuşmak ya da onları farklı bir yolla anlatmak isterler. Bununla birlikte çocuklar salgını (hayal güçleri ile birleştirerek) çok farklı yorumlayabilir. Salgın hakkında ne bildiklerini sorarak onların düşüncelerini öğrenebilirsiniz. Aynı zamanda “korku, kaygı, panik” gibi duyguların çok doğal olduğunu söyleyerek çocuklarınızın rahatlamasını sağlayabilirsiniz. Bu durum çocuklara asla ve asla gerçeğe uygun olmayan bir şekilde anlatılmamalıdır.

Salgın hakkında her bilgi çocuğun yaşına, gelişimine uygun bir şekilde ve özellikle okul öncesi dönem çocuklarına “somut” (resim çizmek, yazmak, oyunlaştırmak gibi) bir yolla anlatılmalıdır.

Son olarak günlük rutinlerin aynı şekilde devam etmesi, sağlıklı yemekler yenmesi, yeteri kadar uyku ve özellikle çocuklarla birlikte yapacağınız fiziksel aktivite çocukların ve yetişkinlerin bu durumun üstesinden gelmesini sağlayacaktır.

Soru 3) Sosyal medyada okunan her bir haber, her bir tweet ya da gönderi insanları nasıl etkiliyor? Bu haberlerin doğru ve teyitli olduğunu düşünürsek insanlar sosyal medyadan uzak durmalı mı? Bu durumu nasıl kontrol etmeli?

Cevap: Sosyal medyada koronavirüs pandemisine dair paylaşılan her bir gönderi insanların korkusunu, paniğini ve kaygısını artırmaktadır. Her ne kadar gönderiler doğru, teyitli ve güvenilir yerlerden olsa bile aynı gönderiye sürekli olarak maruz kalmanın bireye herhangi bir faydasının olmadığını aksine korkuya daha da fazla sebebiyet verdiğini görmekteyiz. Bu durumu sosyal medya kullanımını kısıtlayarak ve doğru kurumları/kişileri takip ederek kontrol edebilirsiniz.

Soru 4) Evlerinden çıkmayan birçok insan olduğunu biliyoruz. Gelen bazı mesajlara göre insanlar sürekli temizlik yapmaya başlamış. Bu durumu insanlar nasıl kontrol altına alacaklar? Ek olarak şöyle bir söylem var: ‘’Sanki bütün belirtiler bende de var.’’ Bu nedir? Bir adı var mıdır?

Cevap: Her nasıl sosyal medyayı aşırı kullanarak aynı habere defalarca maruz kalmak, korku ve paniği tetikleyip artırıyorsa aynı şekilde aşırı olan temizlik davranışı ya da diğer davranışlar da korku ve paniği daha fazla tetikleyebilir. Ev temizleme yerine geçecek olan davranışlar ve rutinler oluşturulması bireylerin kendini meşgul etmesi kaygı, korku ve panik ile baş etmeyi kolaylaştıracaktır.

AdobeStock 316560837
Görsel Kaynak: FWM

”Aynı zamanda “felaketleştirme” olarak adlandırılan düşünce yapısı da bu duruma sebep olabilir.”

Bununla birlikte “belirtilerin tümü bende de var” şeklindeki ifadelerin olmasını aslında sosyal medyadaki bireylerin ve televizyonlar tarafından paylaşılan haberlerin bir sonucu olarak görmekteyim. Bu duruma farklı bir açıdan bakalım. Örneğin, yeni aldığınız arabayı trafikte daha fazla görmeniz, hamilelik yaşayan birinin çevresinde daha fazla hamile birey görmesi. Bu durum algıda seçicilik ile açıklanabilir ve bu durum bilinçli olarak yapılmamaktadır. Aynı zamanda “felaketleştirme” olarak adlandırılan düşünce yapısı da bu duruma sebep olabilir. Felaketleştirme gerçekçi verileri dikkate almadan gelecek hakkında olumsuz tahminlerde bulunulması olarak adlandırılmaktadır. Birey, bu sebeple salgın hakkında resmi sağlık kuruluşları tarafından belirtilen semptomları iyi bir şekilde değerlendirmeli eğer gerçekten bu durumları yaşıyorsa en yakında bulunan sağlık kuruluşuna diğer insanları tehlikeye atmadan başvurmalıdır.

Soru 5) İnsanların en büyük korkularından birisini şu cümle net açıklıyor: ‘Koronavirüs bana bulaşsa bir şey değil de aileme bulaşırsa çok kötü’ insanların bu endişesi için önerileriniz nedir?

Cevap: Bu durum bireylerin “fedakarlık” olarak adlandırdığımız “altruism” kavramı ile açıklanabilir. Bu noktada bireylerin yapması gerekenlerden biri resmi kurumların ve alandaki uzmanların salgından korunma yöntemlerini takip etmek ve uygulamaya koymak olacaktır. Birey kendi önlemini almaz ise bu kaygısının gerçekleşme ihtimali daha fazla olacaktır. Fakat önlemini alırsa hem kendini hem de aile bireylerini korumuş olacaktır. Bu da endişe, kaygı ve panik duygusunun azalmasını sağlayacaktır.

Soru 6) Sosyal hayatın neredeyse bitmesi ne gibi sorunlara yol açar? Özellikle sosyal hayatı aktif olan fakat tek başına yaşayan insanlara önerileriniz nelerdir?

Cevap: Bizler sosyal varlıklar olarak geliştik. Tüm insanlık tarihi için, insanlar aile veya gruplar halinde yaşamışlardır. Bu sebeple sosyal etkileşim olmadığında insanların büyük bir boşluk hissine kapılması oldukça doğaldır. Fakat mesajlaşmak, görüntülü konuşmak gibi teknolojik avantajları kullanmak yalnızlık duygusunu önleyebilir. Her ne kadar binlerce yıldır nesiller boyunca insanların genlerine işlemiş olan fiziksel temas, insanlarla yüz yüze olmak çok önemli ve bunların olmayışı büyük eksiklik hissettirse de yine de insanlarla teknoloji vasıtasıyla iletişimde kalmak bu durumu bizim için bir nebze de olsa azaltacaktır.

Not: Bu soru/cevap etkinliği 19 Mart 2020 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Değerli Klinik Psikolog Semih Şahinoğlu’na soruları Zet Lorento sormuştur.

KoronaVirüs sürecinde yaptığımız soru/cevap etkiliklerimizden bir başkasını okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

İçeriği Oyla
tutanota - tutanota hakkında - tutanota güvenli mi - lorentlabs güvenli mail

En Güvenli Maillerden Birisi Olan Tutanota Mail’i Yakından İnceledik!

photo 1575729875131 8218f9407830

VPN Kullanırken Dolandırılmayın!